5 Mart 2019 Salı

EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET MASKARALIĞI; Meğer bir ütopya ve nostalji imiş! (Bu makaleyi 9 Eylül 2008'de yazmış ve Ulusal ANAYURT Gazetesi ile ABD Merkezli Turkish News de yayınlamışım. Hele bir bakınız! O günden bu güne değişen, Emekçi ve EMEKLİ (kutsal insan unsuru) Lehine gelişen bir şey var mı? Acaba!.

EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET MASKARALIĞI 
Mustafa Nevruz SINACI (*)
İşe çok yakınlardan başlayalım.
Örneğin Hükümet, 1,5 milyon devlet memuruna, 15 Ağustos 2008'den geçerli olmak üzere “ek ödeme ve iyileştirme zammı” yaptı.
Ek zamlar, hiçbir adalet, ilke, eşitlik ve hukuk kriteri gözetilmeksizin 126 YTL ile 200 YTL arasında kararlaştırıldı ve resen uygulandı..
Mahsup ve intibakı müteakip dışa vuran bazı haber ve havadislerse göre uygulama tam bir şok ve şaibe yaratır cinstendi. Vakıa açıklanan zam ile uygulananlar arasında çok büyük uçurum, adaletsizlik, haksızlık ve çelişkiler vardı. Üstelik sendikalarla mutabık kalınarak kamuoyuna ilan edilen intibak, tahakkuk ve mahsup tabloları gerçekti ama ortaya çıkartılıp kamuoyuna açıklanamadı!
Araştırın. Başta sendikalar olmak üzere, sorumlu mercii ve merkezlerde birikmiş, gazetelerin ilgili köşelerine düşmüş ve internet sayfalarında binlercesi yayınlanan itiraz, ihbar ve şikâyetler var. Piramidin tepesinde yer alan “değeri nadir” (!) gürühtan gayri hiç kimse hayatından, maaşından ve Ağustos’ta aldığı “EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET” zammından memnun değil.
Bir inceleyen, araştıran, sebep ve hikmet soran oldu mu?
Duymadım. Sanmıyorum. 
SARARAN, MORARAN SENDİKALAR
Kendilerini “yalan yere” asılsız, mesnetsiz ve sahtekârca “Sivil Toplum” olarak lanse edip tanıtmağa, çalışanı aptal, halkı cahil ve kamuoyunu geri zekâlı yerine koymaya alışan ve her fırsatta sözde hükümete çalım attı görüntüsü vererek; “Sarı sendikacılık” ve “Sendika ağalığını” böylece kamufle etmeye-örtmeye çalışan sendikalar hayatlarından çok memnun.
İCRAATA BAKIN!
İcraatın adı: “İNŞALLAH” eşit işe eşit ücret uygulamasına geçmeye hazırlık.
(Nitekim ilgili Kanun Hükmünde Kararname de, nihayet 03 Eylül 2011’de çıktı)-(**)
Bilinen amacı: Kıdem, ehliyet ve liyakat gibi ortak ve objektif kriterleri baz alıp; İnsanlara “İnsanca yaşam” standartları, vicdani normlar, adalet ve hukuk ilkelerine uyumlu maaş ve ücret ödemek; Cari maaş ve ücretler arasında ise norm ve standart birliği sağlamak.
Sözde bu ek ödeme iyileştirmeleri 3 ya da 4 yıl boyunca devam edecek ve en geç 4 (dört) yılsonunda kamuda “eşit işe eşit ücret” ilkesi hayata geçmiş olacaktı!..
İŞTE ADALET BU! (değil mi?) DEĞİL!..
AKP ve yandaşları “işte adalet bu” diyorlar. Propaganda böyle.
Peki, çalışana ortalama 150 ytl iyileştirme zammı yapıp, kahir ekseriyeti tam bir zulüm eziyet, azap ve işkence içinde hayatını idame, hatta şeref-haysiyet, onur ve erdemini koruma mücadelesi veren “EMEKLİ” ye niçin muadil bir iyileştirme (ile 2000 yılı ve sonrası emeklilere intibak) yok?
NEDEN SÜREKLİ “EMEKLİ” DÜŞMANLIĞI!
İktidar Partisi, yandaş, yoldaş, bakan ve hükümet sözcülerinin konuyla ilgili açıklama, duyuru ve deklarasyonlarına baktığımızda; Sanki personel ücret politikası, çalışma hukuku, iş barışı, maaş-ücret ilke, norm, kriter ve standardında ‘büyük bir adalet reformu’ yapılmışçasına keyifle konuşuyorlar.
Bir de; “Bunu ilk biz yaptık” deme riyakârlığı yok mu!?..
Ne büyük bir aymazlık, dalalet, kendini beğenmişlik, cehalet, gaflet ve “kutsal insan unsuruna” bile, bile hıyanet ve ihanet” ..
EN HAKİKİ HAK SAHİBİ:
Bu eylem ve söylemi tam bir utanmazlık, aymazlık ve şımarıklıkla dillendiren zat; ülkeyi bu günlere taşıyan, eser ve nesillerin sebep ve hikmeti olan EMEKLİLER’e lâyık gördüğü insanlık dışı muamele, haksızlık, yolsuzluk, kamu adına “görevi ihmal”, aleni yolsuzluk, istimal ve suiistimali hiç görmüyor. Yaptığı haksızlık, adaletsizlik, gasp ve irtikap suçunun farkında bile değil. Üstüne üstlük:
“EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET POLİTİKASIDIR BU” DİYOR.
Bunu böylece haykıran, Allahtan korkmayan ve kuldan utanmayan Politik-ACI’ nın; Zaten SGK bünyesinde birleşmiş olan bütün emeklilere seyyanen ve en az 150 YTL maaş artış ve iyileştirme (gerçek adı telâfi) zammı yapmalıdır ki, eylemi imanla, söylemi ilimle bir olabilsin. Aksi taktirde insanlara haksızlık ve adaletsizlik yapıp, bunu yalanla gizlemeye çalışmak mürailik, kafirlik, insan dışılık ve insanlık düşmanlığı değil de nedir?
Bunun neresi “mevcut veya müstakbel” EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET politikası?
ÇOK GARİP BİR DURUM DAHA VAR!...
Evet. Ortada çok garip bir durum var. Anlaşılmaz derecede mantıksız. Açıklanması ve izahı kabil olamayacak biçimde esrarengiz bir vaziyet. Adeta siyasette vaki “akıl tutulması”, “mantık ve mantalite dumuru” yahut: Gizli iştirak, işbirliği ve “her şeye rağmen çıkar ortaklığı” gibi bir şey. Gerçek şu ki: Anadolu’nun deyimi ile:
“ORTADA BÜYÜK BİR PUŞTLUK VAR”…
Ana muhalefeti, yavru muhalefeti, partisi-pırtısı, stk’sı dâhil kimse bu ve buna benzer binlerce haksız, yolsuz, adaletsiz, ahlaksız ve hukuksuz uygulamalarla ilgilenmiyor. Güney ve doğuda güvenlik uğruna vaki en küçük bir tasarruf insan haklarına aykırı bulunur ve sayılırken; Bu Karen Fog’cu, Soros’çu, açık toplumcu dernek, vakıf ve sair gönüllü-gönülsüz sivil toplumcu fetocu-metocu, İslâmcı nam “insanlık, demokrasi, adalet, hak-hukuk ve eşitlik düşmanı” gürüh ne yapmakta?
El cevap: Bilinmiyor.
Bilinen tek şey: Türkiye de insan hakkı, adalet ve hukuk örgütü olmadığıdır.
İktidar güya adaletli olmaya veya mahsuscuktan böyle bir görüntü vermeye çalışıyor.
Hani şu anda her ne kadar AB’den icazetli olsa da, ülkesinde şaibeli, zanlı, Anayasa Mahkemesinden cezalı ve sabıkalı ya!.. Üstelik beş ay sonra yerel seçim var. O nedenle “Adalet ve hukuk” adeta bir tenezzül ve tevessül meselesi gibi akla geliyor. Adalet ahlâkı konulu sanal gündem oluşturulmaya çalışılıyor. Fakat bir türlü başarılı olmuyor. Maya bozuk olsa gerek. Tutmuyor. Hak ve adalet konulu her teşebbüs, ya bazı AKP’lilerin dişine takılıyor, çıkarlarına uygun düşmüyor veya akim kalıyor. Söylemler halk tarafından takiyye, çifte standart, onur kaybı, ilkesizlik ve mürailik olarak algılanıyor. Şüphe, endişe ve tereddütle karşılanıyor, yaşanan ıstırap çoğalıyor. İtimad, itibar ve güven azalıyor ve artık “asla gerçekleşmeyeceği bilinen” vaatler kabul görmüyor.
İMAN VE AMEL UYUŞMAZLIĞI
Güvensizliğin ana nedeni ilkesizlik, sorumsuzluk, aleni yalancılık ve beceriksizlik.
Bu bir iman ve amel uyuşmazlığı, eylem ve söylem çelişkisi, yönetimde değer kaybı, istikrarsızlığı içselleştirme ve paralize toplum yaratma çabası, kalite erozyonu, manevi ve moral çöküş!.
Özellikle inisiyatif zaafiyeti ve kontrolün elden çıkmasıdır. Başka bir anlamda hâkimiyet yerini zeval ve maluliyete terk etmek üzeredir veya etmiştir. Başka türlü 2008 yılı Ocak ayından bu yana görülen derin tenakuzun, haksızlık-yolsuzluk ve yozlaşmanın vukuu kabil ve izahı mümkün değildir. Başarısızlık, adaletsizlik, haksızlık ve yolsuzluk had safhadadır.
Örneğin: Ocak ayından bu güne temel girdilere yapılan zamların mürekkep miktarı % 50’leri aşmakta bunun kümülatif yansıması % 100’e varmaktadır. 1 Ekim’den geçerli olmak kaydıyla elektriğe yapılan % 34’lük zamdan sonra ülkemiz dünyanın en pahalı ve en fakir-fukara devletleri arasına kalıcı olarak itilmiştir. Buna paralel olarak dünyanın en adaletsiz, kalitesiz, zalim ve kabiliyetsiz hükümeti de bizim hükümetimiz olmaktadır. Zira ülke eliti, çıkarcı, seçkinci, hırsız-yolsuz, kasanın ve masanın kıdemli mütegallibi melânet bir azınlığın değil; Halkın kahir ekseriyeti ve tabanın zenginlik refah ve mutluluğu başarının sebebi hikmeti, onayı-tescili ve göstergesidir.
Resmi devlet kurumunun 4 kişilik aile için 225 ytl asgari geçim hesabına cüret ettiği; Ağustos ayı enflasyonunun “eksi” çıkartıldığı; Yıllık enflasyonun % 11-12 civarına çekildiği; Çalışana yapılan iyileştirmenin emekliye yapılmadığı bir ülkede erbab-ı fazilet kalmamış demektir. Şu hale nazaran bundan böyle “eşit işe eşit ücret”, “ücretin tam karşılığı hizmet”, “adalet, hakkaniyet ve hukuk”, “namuslu-dürüst piyasa serbest rekabet” gibi kelime ve yüksek değer ifade eden kavramları ağzına alabilecek “umuru devletten” insanlar; Namuslu, dürüst, demokrat, adaletli ve faziletli yöneticiler kalmamış demektir.
Yani, ülkede bir maskaralık hüküm sürmektedir. Hâkimiyet elden çıkmış gibidir.
Zira hükmün hikmeti zail olmuş ve yönetim zalimlere kalmış görünmektedir.
ŞURASI ASLA UNUTULMAMALIDIR: 
İnsan, devlet için değil; Devlet, İNSAN İÇİN vardır. 
Ne demiş ATA'larımız: İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.
(*) Ankara, Ulusal ANAYURT Gazetesi: 09 Eylül 2008
(**) 09 Eylül 2008, İlgili KHK: 03.11.2011

31 Ocak 2019 Perşembe

"HAKSIZLIĞA MARUZ KALAN, KAHROLAN EMEKLİLER VE YALAN RÜZGÂRI" Muhtemel Bir Yalan Haber Daha:Emekli maaşına intibak ayarı (Türkiye Emekliler Derneği ve Güneş Gazetesi, 08 Ocak 2018)

Emekli maaşına intibak ayarı!..
"DAR VE SABİT GELİRLİ, ÜCRETLİ VE EMEKLİYİ ALDATMAK, EMEK VE HAK SÖMÜRÜSÜ YAPMAK; MAZLUMLARI KANDIRMAK VE HAKLARINI YEMEK EN BÜYÜK DEĞERSİZLİK, DİNSİZLİK VE YOLSUZLUKTUR" 
SSK ve Bağ-Kur’lu emeklinin maaş hesabı değişiyor. Aylığın belirlenmesinde kullanılan katsayıların yükseltilmesi gündeme gelecek. Bu şekilde, emekli olacaklara bağlanacak maaş artacak. İntibak uygulaması yeni emeklileri de kapsamış olacak.
EMEKLİ MAAŞI HESABINDA 3 AYRI FORMÜL!..
Türkiye'de emekli maaşı hesabında 3 ayrı formül bulunuyor. En yüksek aylık bağlama oranı 2000 yılına kadar olan çalışmalar için uygulanıyor. Onu, 2000- Eylül 2008 arası izliyor. En düşük aylık bağlama oranı ise Ekim 2008'den sonrası için uygulanıyor. Ekim 2008 sonrasında sigortalılık süresi uzadıkça, özellikle asgari ücret üzerinden prim ödeyenlerin bağlanacak maaşında düşüş yaşanıyor. Şimdi bu karma emekli aylığı hesaplama sistemi yerine, bütün dönemleri kapsayan tek bir emekli aylığı hesaplama sisteminin getirilmesi gündemde.
MAKAS KAPANACAK 
Milyonlarca kişinin beklediği düzenleme hayata geçirilirse, halen çalışanlara emekli olurken bağlanacak maaş yükselecek. 2000 yılı öncesinde emekli olanlarda en düşük SSK emekli aylığı bin 389 lira seviyesinde bulunuyor. 2000 yılı ve sonrasında emekli olanlarda ise en düşük maaş 860 lira. Tek hesaplama sistemiyle bu tablo değişecek. 2008 sonrasında çalışılan dönem uzadıkça maaş azalmayacak. 2000 öncesi ve sonrası arasındaki makas kapanacak.
TEK ÇATI, 2 FARKLI SİSTEM
Emekliler ayrıca kuruma göre farklı zam sisteminin de sona ermesini istiyor. SSK ve Bağ-Kur emeklilerine başka, memur emeklilerine başka zam yapılması uygulamasına son verilmesi talepleri var. Enflasyona endeksli zam alan SSK ve Bağ- Kur emeklileri, memur emeklileriyle eşit zam istiyor, tüm emeklilerin zamlarının toplu sözleşmeyle belirlenmesi beklentisini taşıyor.
Biri 1.090 diğeri 1.729 TL
Üç farklı hesabın ortaya çıkardığı durumu anlamak için taban maaşlardaki farka bakmak yeterli. Taban maaş, emekliliği hak edenlere bağlanan en düşük maaş demek. 2000’den önce emekli olan SSK’lının en düşük aylığı 1.729 lira. Bu aylık 2000-2008 arası için 1.356 lira, 2008 sonrası için 1.030 lira. 9000 gün prim ödeyen Bağ-Kur’lunun taban maaşı ise 1.461 lira. Bağ-Kur tarım emeklisinin en düşük maaşı da 1.090 lira.
300 liralık artış olur..
Emekliler, 550 lirayı aşan maaş farkının kapatılması çağrısında bulundu. Bir milyondan fazla üyesi olan Emekliler Derneği’nin Başkanı Kazım Ergün, sorunun çözümü için şöyle bir öneri getirdi: “Mesela 2000 sonrası emekli olanların alt sınır aylık bağlama oranı yüzde 35’ten yüzde 60’a yükseltilirse, güncellenme katsayısı olarak büyüme oranının da yüzde 100’ü dikkate alınırsa, emekli aylıklarında yaklaşık 300 liralık artış olur. 2000 sonrası taban aylık 1.160 liraya çıkar.” GÜNEŞ GAZETESİ-08 Ocak 2019 08:00 | Salı, ANKARA

28 Ocak 2019 Pazartesi

5 NO'LU KURUCU ÜYE BELGİN ÖZER’İN “VAKIF YÖNETİMİ” VE ÜYELERE MEKTUBU

5 NO'LU KURUCU ÜYE BELGİN ÖZER’İN “VAKIF YÖNETİMİ” VE ÜYELERE MEKTUBU
TPAO PERSONELİ VAKFI YÖNETİM KURULU SAYIN BAŞKANLIĞINA
Sizler, 35 yıl önce kurulan (halen emsali olmayan) alacağı emekli maaşı önceden belli olan bir vakfı yönetiyorsunuz.
Hepinize, hayırlı günler diliyorum.
Vakfın geleceği yeni üyeler kayıt edilmesine bağlıdır.
Bu vakfın yararının gereğince anlatılması ve tanıtılması ile mümkündür.
Vakfın gücü ile TPAO mensuplarının kültürel vasıfları farkındalıklar yaratır.
Hepimizin görevi sevmek öğrenmek öğretmek ve çare bulmak değil mi?
Kapitalist düzenin toplumsal ve sosyal tahribatı ancak yardımlaşma ile azaltılabilir.
ANCAK; YENİ ÜYE KAYDETMEK İÇİN 35 YIL BOYUNCA AİDAT ÖDEMİŞ YAŞLILARA YASLANIP GENÇLERE MENFAAT TEMİN ETMEK DE DOĞRU DEĞİLDİR.
Vakfın felsefesi herkesin kendi yaşına göre aidat ödemesi değildir. Bu günün gençleri gelecekte kendilerinden sonrakilere bir miktar imkan bırakmak isteyen yaşlıları olacaklardır.
İşçi emeklilerinin maaşlarının seviyesi de düşüktür. Yaşlanınca artan giderleri karşılayamıyorlar. Gençlere bunun anlatılması gerekiyor.
BAZI NOTLAR:
Üyenin yaşı istediği aylık emekli olma yaşı (üyelerin ölüm yaşı ortalamasına göre) üyelik aidatı hesap edilir.
Bu rakamlar her yıl enflasyona göre de revize edilir güncellenir.
İşin esası çalışırken ödediğini emekli olunca geri almaktır.
Bu vakfı gençler yaşlılar ve yaşlılık için kurdular. Yönetimini de gençlere emanet ettiler.
Toplanan paranın neması bir taraftan vakfın giderlerini karşılar, artanı ise yedek akçe olur.
Vakfın bu günkü gücü eski üyelerin ödediklerinin yönetim kurullarınca iyi verimli değerlendirmelerinden oluşur.
“VEFAT VE TAM DAİMİ MALULİYET YARDIMI” İSMİ YANLIŞTIR.
Vakfın bu yardıma hiçbir katkısı yoktur. Üye aidatları üye olanların yaşlarına ve ortalamalarına göre ülkedeki ölüm yaş ortalaması ile üye olanların ölüm yaşı ortalaması dikkate alınarak ortaya çıkar.
ÖDENECEK FATURANIN KARŞILIĞI OLACAK AİDATI TEKLİF İSTENEN SİGORTA ŞİRKETLER TESPİT EDER. TOPLANAN PARA SİGORTAYA ÖDENİR. GERİ ÖDEMELERİ DE SİGORTA ŞİRKETLERİ YAPAR.
Ödeme eğer 10.000 TL ise, buna ait aidat da 160 TL ise; Diğer 20.000  veya 30.000 TL ödemeler için de iki katı, üç katı şeklinde olur. yani 320 TL  ve 480 TL olur. Yani katlamalı olur.
Burada vakfın görevi ve katkısı hizmettir. Risk de yoktur.
BU İŞLER YAPILIRKEN;
1- Ölüm yaşı yükseldikç emekli maaşı miktarı azalır. Vefat kolu aidatı da azalır.
2- Banka TL ve döviz mevduat faizi ancak enflasyonu karşılar. Devlet tahvilleri faizinin% 15 kadar kâr sağlayabilir.
3- En iyi yatırım (iyi seçilmesi kaydiyle) gayri menkuldür. Çünkü 10 veya 15 yıldan sonra 15 veya 20 kat değer kazanabilir.
4- İstifa edenlerin yeniden emekli veya ölüm koluna kazandırılabilmelerinde sakınca yoktur. Ölüm kolunun mevcutların yaş ortalamasından küçük olanlar (ölümcül hastalığı yoksa) tekrar girebilmelidirler.
NETİCE OLARAK;
Belki yardımım olabilir diye bu mektubu yazıyorum. Yazdım.
VAKIF YÖNETİMİNİN GÖREVİ ŞARTLARI İYİLEŞTİRMEK GELİŞTİRMEK VAKFI KORUMAK VE YÖNETMEKTİR..
SEVGİ VE SAYGILARIMLA... 27 01 2019
KURUCULARDAN 5. NO’LU ÜYE BELGİN ÖZER.
***
KAYNAK: Hamdi Dağ <std.genelmerkez@gmail.com>

19 Ocak 2019 Cumartesi

“TPAO NECATİBEY LOKALİ’NDE” YAPILAN VAKIF TOPLANTISI HAKKINDA AÇIKLAMA; DUYURU, BİLGİ SUNUMU, ÖNERİLERİMİZ VE SONUÇ BİLDİRİMİZDİR


LÜTFEN DİKKAT:
16 OCAK 2019 ÇARŞAMBA GÜNÜ “TPAO NECATİBEY LOKALİ’NDE” YAPILAN VAKIF TOPLANTISI HAKKINDA AÇIKLAMA; DUYURU, BİLGİ SUNUMU, ÖNERİLERİMİZ VE SONUÇ BİLDİRİMİZDİR

1. 16 Ocak 2019 günlü toplantıya (saat: 13.30 ile 15.30 arasında) 250 dolayında Vakıf Üyemizin katıldığı gözlenmiştir. Duyru ve davetimize itibar edip, sorumluluk göstererek toplantıya katılan bütün üyelerimize içtenlikle teşekkür ederiz. Beklentimiz, bu ilgi, alâka, takip, sorumluluk ve sahip çıkma fikrinin artarak; Bütün üyeleri kapsayacak biçimde devam ettirilmesidir.
2. Bu yoğun ilgi, katılım ve katkıya rağmen Başkan Murat Aras'ın toplantıya katılmaması ve Vakfın "Yönetim Kurulu" bazında ağırlıklı/sorumlu temsilinin sağlanmaması, katılanlar arasında hayal kırıklığı, sorumsuzluk kaygısı, üzüntü, şaşkınlık ve hayretle karşılanmıştır.
3. Dolayısıyla, etkili, yetkili, sorumlu ve yerinde müzakere yeterliği olmayan bir heyetle temsil edilmeye çalışılan Vakıf tarafı ile "açık, samimi-doğru ve şikâyet konuları ve alternatif çözüm öneriler ile kabul edilebilir formüller üzerinde yoğunlaşan" bir görüşme, konuşma, sorunları analiz ederek “akıl-mantık ve karşılıklı menfaatler doğrultusunda uzlaşma/anlaşma” imkânı; Uygulanmak istenen ve/veya zorla dayatılan hak gaspının ortadan kaldırılarak objektif bir çözümde anlaşarak mutabık kalma imkân ve ortamı bulunamamış ve Vakıf tarafınca da bu sağlanamamıştır.
4. Bundan da, vakıf yönetiminin "ön koşullu bir oyalama taktiği uyguladığı ve üyelerin görüş, öneri ve isteklerini dikkate alıp, değerlendirmek gibi bir niyet ve samimi arzu ve kaygı içinde olmadığı" açıkça ortaya çıkmış ve sarahaten anlaşılmıştır.
TOPLANTIDAN SONRA:
a- Yerinde yapılan bireysel ve kurumsal, karşılıklı konuşmalar.,
b-Facebook, e.MAİL ve twitter ortamında yapılan paylaşımlar.,
c- Toplantıya katılanların kendi aralarında ve gruplar halinde yapmış oldukları tartışma, ileri sürüm, bireysel öneri ve konuşmaları.,
d- Ertesi gün ve daha sonrasında VAKIF ile SANDIK mahallinde vaki konuşmalar (şahit olunduğunca) dikkate alınıp, özenle değerlendirilmiş olmakla,
BUNA GÖRE:
1. Vakfın hak eden ve yararlanlara periyodik MAAŞ politikasında herhangi bir sorun olmadığına;
2. Ancak "Tam Maluliyet ve Vefat Yardımları" konusunda son derece ADALETSİZ, basiretsiz, isabetsiz, zaman zaman şaibeli, yararsız ve sonuçta: Üyelerin yaşları ilerledikçe, sigorta bedeli adı altında yılık olarak tahsilâtı yapılan aidatı ödenemez ve/veya astarı aslından pahalı bir noktaya çekerek, İnsanları yıldırmak, caydırmak ve sistemi bir avuç varlıklı kesimin lehine kullanılan ard niyetli bir rantiye argümanı haline getirmek gibi bir eğilim gözlendiğinden ve SANDIK ile VAKIF arasında vaki benzer uygulamalar açısından çok önemli farklılıklar olduğu; SANDIK'ın daha etik, ilkeli, şeffaf ve dürüst hareket ettiği kanaatleri dikkate alınarak:
NETİCEDE:
1. Hak edilmiş Vakıf Maaşı (Kanun ve Sözleşme gereği) sürdürülmek koşulu ile "Tam Maluliyet ve Ölüm Kolu" aidatlarının 2019 yılından itibaren ödenmemesi ve müstakilen işleyen ve/veya işletilen bu koldan istifa edilerek ilişik kesilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Bu durumda, emekli olanların her hangi bir aidat ödemeleri hukuken gerekmeyecek ve fakat bütün emekliler düzenli bir biçimde maaşlarını almaya devam edeceklerdir.
2. Bundan Böyle: Kanun ve Vakıf Sözleşmesinin amir hükmü olan "Vakıf Yöneticilerinin tam bir ehliyet, liyakat, dikkat, fazilet ve basiretle çalışarak" vakfı sürekli geliştirmeleri, doğru-dürüst, ilkeli, onurlu, sorumlu ve saydam bir yönetim örneği sergileyerek faaliyet göstermeleri gerektiği ve bu hususun etkin bir biçimde izlenmesi gerektiği karar ve kanaatine varılmıştır.
Takdir bütün Vakıf, Sandık ve GRUP üyelerine ait olmakla:
ÖNERİLER:
1. TPAO ve iştiraklerinden emekli olanlar; Bundan böyle her hangi bir yarar sağlamaları imkânı kalmayan SANDIK’tan istifa ederek ayrılmaları ve “ÖLÜM KOLU” adı altında geleceği meçhul bir fona (her ne kadar şimdilik iyi idare ediliyor olsa da) ödeme yapmamaları;
2. Vakıf’dan emekli olunduğu tarihten itibaren de, “HAK EDİLEN MAAŞ” alınmak kayıt ve şartı ile her daim şüphe, şaibe ve kayırma kaygısı ile bakılan “TAM MALULİYET VE VEFAT KOLU” adı altında icra edilen faaliyete katılmamaları; Hattâ mümkünse, zamanla sadece bir-kaç kişinin çıkar unsuruna dönüşmesi mukadder bu icraatın kaldırılması önemle önerilir.
"GEREĞİ: DEĞERLİ İLGİ VE BİLGİLERİNİZE”
Saygı ve şükranlarımızla.
TPAO EMEKLİLERİ 
WEB SİTESİ, GRUP VE HABER PORTAL
Ankara, 19 Ocak 2019
YORUM, ELEŞTİRİ, ÖNERİ VE KATKILAR
Abdullah Köylü Gerçekten vakfın bir özelliği kalmadı şimdiye kadar üyelerin menfaatine olan sandık gün gittikçe üyelerin aleyhine işliyor bu şekil giderse üyeler bunca sene aidata rağmen Vaz geçecek yönetimdekiler de kime hizmet ediyorlarsa KINA yaksınlar
***
Nafız Kılıc Vakıf vakıflıktan çıktı üyelerini sömürür hale geldi yazıklar olsun otuz kırk yıldır aidat yatırdım
***
Cengiz Bilaç Alişan Üyelerin katkıları dikkate alınarak tasfiyesi en doğrusu
***
Ziya Tahtalı VAKIFA KAYITLI OLANLARA DUYURULUR BEN AVİVA SA GEÇİŞİNDE. ÇOK KÜTÜK YEDİM BENİM PARAMI. TAM ÖDEMEDİ AVİVA DİKKATLİ OLUN. BİR. BAHANE. İLE. KESİYORLAR. BİZİM VAKIF. BAŞKANI. TAKİP ETMEDİ. BEN HAKKIMI. HARAM. EDİYORUM PARAMI TAM. ALAMADIM
***
Yavuz Pektekin Konuşulanlardan ve sonuçlarından bilgilendirme lütfen
***
Cengiz Bilaç Alişan Ölüm ve tam malüliyetten yararlanmayanların şimdiye kadar bu fona yaptıkları tüm ödemeler adaletle ödenmelidir. KEFEN PARASINA İHTİYACIM YOK... İsteyenlere saygımız sonsuz .Sevgi ve Saygılar bizden ...
***
Yakup Akyol Tpao Emeklileri ölüm kolu için yapılan ödemelerin iadesi söz konusu olamaz zira siğorta şirketi ilgili yıla ait ödediklerimizi o yıl içinde vefat eden üyelere ödeme yapmakta dadır dolaysıyla yeni yılda aidatların yeniden ödenmesi gerekir
***
Fevzi Ahi Çook teşekkür ederim. Yerinde ve gereğini çok düzgün şekilde ifade edilmiştir. Her kes kendi üzerine düşeni yapsın, ben yaptım oldu demek hiçte doğru değil bu durumdaki vakıf üyelerini kabul edecek başka sigortalar bulunabilir Alternatif sunulmalıdır. TPAO.BİRİKTİRME VE YARDIMLAŞMA SANDIĞI YÖNETİM KURULUNDA 14 YIL YÖNETİM KURULU ÜYESİ OLARAK GÖREV YAPTIM ; Ölüm kolu aidatları Yönetim Kurulu Tarafından belirlenir ama, Vakıf Ölüm ve Tam Maluliyet Primi kadar 1 Yılda % 100 den fazla artmamıştı ve Yaş yükseldikçe bu kadar artmamıştı. Bu Yaşları ileri olan Emeklilerimiz BU GÜN YENİ EMEKLİ OLMAMIŞ SÜREKLİ PRİM ÖDEYEREK DEVAM ETTİĞİNDEN
0 DAN BAŞLAMIŞ GİBİ MÜTALAA EDİLMEMELİYDİ ÇOK İYİ DÜŞÜNMEK LAZIM Vakıf YÖN. KUR. Ve Yeterli Üyelerinin Toplantıya Katılmamaları da çok daha duyarsızlık Örneği olarak Toplantıya katılan üyeler Tarafından ifade edilmiştir.
Bir diğer Önemli konu bu kadar Hayati Önem Taşıyan Konular için Lokal Yerinin Üyeleri Rahat ettirmeyiniz ve Ayakta kapılarda dinlemeleri bu yaştaki Üyeleride ayrıca Üzmüştür.
Burda Yapılacak Şey OLAĞAN ÜSTÜ GENEL KURUL ÇAĞRISI YAPILMASI TAVSİYE EDİLMELİDİR. 100 KİŞİNİN TOPLANABİLECEĞİ SALONA 250 KİŞİ SIĞDIRILMAYA ÇALIŞILMAMALIYDI BUNLAR ÇOK ÖNEMLİ KONULARDANDIR LÜTFEN DİKKAT EDİLSİN.
***
Mustafa Nevruz SINACI; VAKIF, özellikle eşitlik, hakkaniyet ve hukukun özenle korunduğu, maksimum özveri, sürekli başarı ve kesintisiz gelişme süreci ile yaşatıldığı "hakkaniyet ve adalet timsali bir hayır ve insanlara hizmet" kurumdur. Vakıflarda ayrımcılık, kollama, kayırma, çıkar sağlama gibi İnsan Hakları, Kul Hakkı ve etik/ahlâk dışı tasarruflarda bulunulamaz. Ancak TPAO PERSONELİ VAKFI, 2019'dan itibaren yürürlük kazandırmaya kalkıştığı "kademeli vefat ve tam maluliyet yardımı" uygulama girişimi ile bütün vakıf değerlerini hiçe saymış, istismar ve suiistimal etmiştir. Üstelik uyguladığı tarife, standart, norm ve sigorta sisteminde, daha amatör çalışan SANDIK'tan çok geriye düşmüştür. Bu, profesyonel çalışan bir Vakıf Yönetimi için utanç verici bir durumdur. Böylece: Ehliyet, hakkaniyet, eşitlik ve liyakat kavramları da yok sayılmış olmakla: ARTIK VAKFIN VEFAT VE TAM MALULİYET KOLUNDA kalmak bilumum anlam, önem ve değerini yitirmiştir. Vakıf, bu kolu derhal tasfiye etmeli ve bundan böyle üyelerin "hak ettikleri maaşı" istikrarlı, verimli ve yararlı bir biçimde kalıcı ve sürdürülebilir kılmaya çalışmalıdır. Bunu da yapamayacaklarsa "orada neden ve niçin durdukları" ACİLEN sorgulanmalı ve vakıf SIKI BİR DENETİM, TEFTİŞ VE GEREKİRSE MAHKEME SÜRECİNE taşınmalıdır. Taktir elbette değerli çalışan ve emeklilerimize aittir. Selâm, sağlık ve başarı dileklerimle.
***
Tulga Ulaş Ölüm koluna her yıl ödemeler yapıyorduk,bu koldan ayrılınca şimdiye kadar yaptığımız ödemeler ne olacak,onları geri alabilecekmiyiz.?
***
Abdullah Eren Toplantı sonucundan haberi olan var mı?
***
Somay Atacan Sonucu merakla bekliyoruz
***
Mehmet Ertaş Fevzi Ahi katılımcıların 250 de olsada iyi guzel bir duyarlı davranıştır hepsine ayrı ayrı teşekkürler, ,fakat velakin,vakıf yöneticileri neden bu toplantıya katılmadılar, anlatacak ve izah edecekleri bir şeyleri yokmuydu, yıllardır çalışan insanların disi den tırnağından fedakârlık YAPARAK vakfa güvenip onlarin YAPTIĞI bildirimler e GÖRE para kesilmesine izin verdiler,
Bu insanların hakkı değilmi bu zamana KADAR yapılan işlerden haberdar OLMASI, ,,yöneticiler akıl baliğ insanlardır,Bunlara bir açıklık getirebilirlerdi,SELÂMLAR SAYGILAR, ,
***

Tpao Emeklileri
TEPED BAŞKANI ABDULLAH GÜÇLÜ'NÜN 21 OCAK 2019 TARİHLİ (Yavuz Pektekin ile paylaştığı ve grubumuz üyelerine hitaben yaptığı) AÇIKLAMASI
Toplantıda, Vakfimizin kurulus amacina uygun faaliyetlerini uyeler yararina surdurebilmesi icin gerekli ve sart olan, Vefat/Tam-Daimi Maluliyet yardimi ile ilgili 2019 yili calismalarindan, istatistiki bilgiler isiginda bahsedilmis, Vakfimizi sahiplenerek toplantiya katilan degerli uyelerimizin sorulari cevaplandirilmistir. Katilan uyelerimizin memnuniyet ve guzel temennileri ile sonuclanmistir. Katilim ve katki saglayan tum degerli uyelerimize tesekkur ederiz.
Saygilarimizla, TPAO PERSONELI VAKFI YONETIM KURULU B002

Degeli Emeklilerimiz.ÖLÜM KOLU ödemeleri ile ilgili olarak vakif yönetimi ile Müstereken düzenledigimiz topanti büyük bir katilimla yapilmis ve Toplantida söz isteyenlerin tamamina Vakif yönetim gerekli bilgi verilmistir.Toplanti Uyum icinde ve memnuniyetle bitmistir.
Sanki toplanti kötü bitmis gibi facebookta bir kisi adimiza bir duyuru yapilmistir. Bu duyuru dernegimizle yakinda ve uzaktan bir ilgisi bulunmamaktadir.Vakif sandigi yönetimini basarili bu calismalarindan dolayi tesekkür eder.basarilarinin devamini dileriz. TP.Emekliler dernegi yönetim kurulu adina Baskan Abdullah Güclü, B002-PZT 20:30
***
SONUÇ BİLDİRİSİ
VE VAKIF YÖNETİMİNE
"KARAR DÜZELTME ÇAĞRISI"

VAKIF VE SANDIK ARASINDA BİR MUKAYESE VE NİHAİ TAVSİYE
Biriktirme ve Yardımlaşma Sandığı 2019 yılında 22.000.-TL “yıllık VEFAT kolu” yardım taahhüdüne mukabil, bir yıl için sadece: 140.- TL aidat ve/veya sigorta bedeli talep etmektedir. (Bak: 13.12.2018 Tarih ve 7232 Sayılı Duyuru)

VAKIF, aynı sigorta şirketine “tam maluliyet ve ölüm kolu yardımını” ihale ettiği takdirde: 33.000.-TL karşılığı ödenecek yıllık aidat 210.-TL’ye gelir. Bu durumda aidatlarda yapılacak asgari atışlar karşılığı en adil ve eşit bir biçimde (ve tek kalemde eşitlenecek biçimde) miktarın da arttırılması mümkündür. “Kademeli aidat ve değişen oranlarda yardım” gibi aykırı, adaletsiz ve haksız bir tevessüle de tenezzül etmeden bu iş yürür. Oysa Vakfın 2018’de talep ve tahsil ettiği “tam maluliyet ve ölüm kolu” aidatı 320.-TL, Kademeler itibarıyla bu yıl istenen miktarlar ise bunun katları. (02 Ocak 2018 Tarih ve 118 Sayılı Duyuru)

İŞTE YANLIŞLIK VE HAKSIZLIK BURADA.
Ya 33.000.-TL yardım karşılığı “Sandıkla mukayeseli, akılcı-adil, makul ve mukayeseli” bir aidat istenmeli; Ayrıcalıklı, Vakıf esprisine aykırı ve kademeli sistemden derhal vazgeçilmeli veya “biz bu işi başaramadık, şeref, haysiyet ve şanımızla bırakıyoruz” denilerek Genel Kurul Çağrısı Yapılmalıdır.

BİZİM GRUP OLARAK VARDIĞIMIZ ANALİTİK SONUÇ VE "uygulamalar bazında yapılan" SİSTEMATİK SENTEZ BUNU SÖYLEMEYİ ZORUNLU KILMAKTADIR. YÖNETİM BUNU YAPMAZSA HERKES ÖLÜM KOLUNDAN AYRILMALIDIR.

14 Ocak 2019 Pazartesi

ÇOK ÖNEMLİ: (TÜRKİYE PETROLLERİ ANONİM ORTAKLIĞI PERSONELİ VAKFI) Makul Bir "Yıllık Aidat Karşılığı" 33.000.-Tl "Vefat ve Tam Maluliyet Yardımı" Bütün Üyeler İçin Müktesep Haktır.

Makul Bir "Yıllık Aidat Karşılığı" 33.000.-TL "Vefat ve Tam Maluliyet Yardımı" Bütün Üyeler İçin Zaten Edinilmiş Bir Müktesep Haktır. Bundan Geriye gidilemez ve "HAKSIZ YERE" Hak Gaspı yapılamaz. 
2018 Yılında 320 Lira "Sigorta Bedeli/Yıllık Aidat" karşılığı tam 38 Vefat edenin varisleri veya tam maluliyet karşılığı üyelerin kendilerine 33.000'er Lira ÖLÜM VE TAM MALULİYET yardımı yapılmıştır. (02 Ocak 2018 tarih ve 118 No'lu Duyuru) Bu yardım anlaşmalı sigorta şirketi tarafından ödenmiş olmakla; Vakıf burada sadece bir aracı kurum ve "üye lehine kaim koruyucu bir konum ve bütün yöneticiler emanetçi durumundadır."
VAKIF STATÜSÜ VE YASA
Dolayısıyla 2019 yılı Duyurusu ile deklere edilen zafiyet ve geriye dönüş isteminin nedeni bu olamaz. Ortada mutlak bir yönetim kusuru, hata, ihmal veya Müfettişlerce araştırılması, icabında Mahkemelerde dava konusu yapılması gereken hususlar söz konusu olabilir. Kaldı ki, Vakıf Tüzüğü ve ilgili Yasa gereği: "Vakıf yöneticileri müdebbir bir tüccar gibi çalışmak, mutlak surette vakfı geliştirmek, bütün olumsuzluklara rağmen ileriye doğru yürümek, üyelerinin bilumum hak, çıkar ve menfaatlerini her şeye rağmen ve mutlaka korumak-geliştirmek ve nihayet: Basiretli birer yönetici sıfatını haiz biçimde" yüksek bir performansla dürüst çalışmak, hakkıyla iş görmek ve Vakfı İdare ve idame etmek, yaşatmak zorundadırlar.
NETİCE OLARAK:
Mezkür (TEPED Sayfasında yayında olan) beyan ile üyelere duyurulan karar ve tasarruf yanlıştır. Usul, hukuk, sigorta sistemi (anlaşma ve garanti sözleşmesi ile mükellefiyetler kapsamı) ve müktesep hak kavramına aykırıdır. Şu hale nazaran; Yönetim kurulu derhal toplanıp "tashihi karar cihetine giderek" bu yanlışından dönmeli ve en azından (böyle % 100'lerin üstünde değil, maksimum % 20 (320 +( %20: 64) 384 TL)" serbest piyasa sigorta şirketlerine açık ihale yapmak suretiyle" makul, mantıklı, akılcı, vicdani ve sürdürülebilir bir miktar ve sistem belirlemelidir.
BU VAKIF YÖNETİMİ İÇİN ZORUNLU "İNSANİ-YASAL VE VİCDANİ" BİR GÖREV;
BÜTÜN ÜYELER İÇİN İSE OLAĞAN, DOĞAL, YASAL VE DEMOKRATİK BİR HAKTIR.

Lütfen!.. Aşağıdaki 2018 duyurusu ile bir alt sayfadaki 2019 duyurusunu inceleyiniz.
LÜTFEN DİKKAT!.. 
Yarın 16 Ocak 2019 - Çarşamba günü Saat: 14.00'de VAKIF Yönetimi ve TEPED (TPAO Emeklileri Derneği) tarafından: TÜRKİYE PETROLLERİ ANONİM ORTAKLIĞI PERSONELİ VAKFI "2019 Yılı Ölüm ve Tam Maluliyet Yardımı" ile ilgili bir BİLGİLENDİRME VE NİHAİ KARAR Toplantısı yapılacaktır. 
YER: Necatibey Lokali/Ramazan'ın Yeri/Dernek (TEPED) Merkezi, İrtibat Tel: 03122302540 - SAAT: 14.00
*** 
Bu çağrı, toplantıya davet ve duyurunun bütün Vakıf Üyelerine iletilmesi ve en yoğun biçimde "TAM BİR SORUMLULUKLA" katılımın sağlanması ve VAKIF'a sahip çıkılması önemle rica olunur.